
"Nereden nereye geldik" adlı fotoğraf: Özge Gençay Üstün, yer Atatürk Havaalanı İstanbul
Bu konu nerden aklıma mı geldi, Nilgün'ün Nilay'ın yolculuk maceralarını anlatırken "aaa bizim gibi başkaları da varmış" demiştim içimden gizli gizli. Bugün başıma gelince, evde kendi kendime gülerken paylaşmak istedim sizlerle :) Sizin hikayeleri de (eminim vardır, bu kadar yaratıcı ve geniş aile bireyleri olduktan sonra) bekliyorum.
Şimdi bizim ailenin son kuşağın (Gençay bölümünün) yolculuk maceralarını deneyimledik ama diğer Salamonlarla paylaşmamıştık. Sondan bir önceki kuşağın gerginliğine bir tepki olarak bir vurdum duymazlık, bir rahatlık, "amaan canım nasıl olsa yetişiriz" gibi tavırlar son dakika kalplerin andrenalin ile pompalanmasını neden oldu, hem de kaç kez. İlk önceleri İstanbul-Marmaris Varan otobüsüyle açılışı yaptık, ufak çaplı işlerle piyasaya girdik. Kendi otobüsümüzü kaçırdığımız gibi bir sonraki otobüse binip bir de yerlerimizin başka birine satıldığı için söylenmeye kadar götürdük ilk işimizde arsızlığımızı.
Tabii boynuz kulağı geçti, Özge yanına benim gibi olan birini Cevat'ı alarak maceralarını uluslararası arenaya taşıdı. Artık o dereceye geldi ki adrenalin bağımlığı, son LA uçuşlarından bahis bile açmaya niyetlendik tek seferde sorunsuz eve gidebilecekler mi diye. Allahtan bahse girmemişiz, sorunsuz tek seferde evlerine vardılar.
Uçak maceralarında, check-in saatini kaçırıp bir sonraki gün uçağa binmek, Almanya için vizeleri olmadan Almanya içi aktarmaya binmek üzere check-in yaptırıp bavulları uçağa yolladıktan sonra gümrük kapısından tırıs tırıs eve dönmek gibi çalışmalara imza attı Özge-Cevat çifti. Tabii bu arada uçağın içinde bu harika çiftin bavullarının bulunup geri verilmesini bekleyen yolcuların içten dualarını saymıyorum. En son Cevat'ın ABD vizesinin bittiği için TR'ye gelirken BA'in Londra uçağına almaması ve Cevat'ın bavullarıyla eve geri dönmesi olayı zirve yaptı.
Ben ise girişimim masum masum İST Sabiha Gökçen - Dalaman uçağımın saatini 21.30 (gece 01.00'de Marmaris'te olacağımı düşünerek ve o saatten sonra Datça'ya servis olmadığından) sanarak, Datça'daki ahaliyi beni Marmaris'ten karşılamalarını için fikir olarak ayaklandırmakla kaldı Allahtan! Eh, ne de olsa insan SOLO ancak bu kadar çalışabiliyor.
Evet işin doğrusu, benim 13 Ağustos Cuma günü Dalaman uçağım saat 17.50'deymiş ve beni Marmaris'ten karşılamanıza gerek kalmadı sevgili annem ve babam, buradan size şirin şirin sesleniyorum. Ben kendi başıma gelebilirim, sadece site kapısından karşılayın yeter. Dönüşüm ise 2 Eylül günü saat 21.10'da Dalaman'dan.
Çalışmalarımız hiç umulmadık anlarda ortaya çıkmak üzere devam edecektir, bizi izlemeye devam edin anacım!
Sezgi.
yaaa, ya, bak
YanıtlaSildalga gecme baskasina/edersin kendi basina...
en son maceramda, en sevdigim kapusonlu kazagimi guvenlik gecisinde biraktim. cunku ucagima yetismek icin kosuyordum :)))
YanıtlaSil